EKAV İçsel Yansımalar Sergisi -Yılmaz Parlar

New Page 1 FOTO MAGAZİN
 


 
 
 

 EKAV’dan Sanatın Büyüleyici Dünyasına Yolculuk

İçsel Yansımalar’ Sergisi ile Ruhun Derinliklerine Yolculuk

"İnci Aksoy’un Vizyonuyla 34 Yıldır Sanata Işık Tutan EKAV, Türkiye ve İngiltere’den Sanatçıları Bir Araya Getirdi"

Türkiye’nin kültür ve sanat dünyasında ilham verici bir figür olarak öne çıkan, aynı zamanda iş dünyasının en güçlü kadınlarından biri olan İnci Aksoy’un kuruculuğunu üstlendiği EKAV / Eğitim, Kültür ve Araştırma Vakfı, bir kez daha sanatseverleri büyüleyen bir sergiye ev sahipliği yapıyor.

EKAVART Gallery’de açılışı gerçekleşen “İçsel Yansımalar (Inner Psyche)” isimli uluslararası karma sergi, sanatın ruhu iyileştiren ve dönüştüren gücünü bir kez daha ortaya koyuyor.

Sergi, insan ruhunun derinliklerine uzanan, psikoloji, duygusal dışavurumculuk ve sembolizm akımlarını harmanlayan bir anlatım sunuyor.

Türkiye’nin öncü kültür ve sanat kurumlarından Eğitim, Kültür ve Araştırma Vakfı (EKAV), kurucusu İnci Aksoy’un öncülüğünde, 34 yıldır sanatın dönüştürücü gücünü toplumun her kesimine ulaştırıyor.

Türkiye’nin en başarılı iş kadınlarından biri olan ve sanata olan tutkusuyla tanınan Aksoy, EKAV’ı “Sanat Geliştirir, Sanat İyileştirir, Sanat Birleştirir” vizyonuyla bir marka haline getirdi.

Sanatın Gücüyle İyileşmek ve Birleşmek

EKAV’ın Büyüleyici Mirası

“İçsel Yansımalar (Inner Psyche)”, Ruhun Labirentlerinde Yolculuk



Sezin Aksoy’un küratörlüğünde düzenlenen “İçsel Yansımalar” karma sergisi, Türkiye ve Birleşik Krallık’tan 16 sanatçıyı bir araya getirdi.

Sergi, psikoloji, duygusal dışavurumculuk ve sembolizm  akımlarından beslenerek, insan bilinçaltının derinliklerine ışık tutuyor.

Sanatçılar, sosyal kimliklerin yarattığı baskıları, insan psikolojisindeki kırılmaları ve duygusal dönüşümleri farklı tekniklerle ele alıyor. Sergide, ışık ve rengin insan ruhundaki yansımaları adeta bir şölene dönüşüyor.

Her bir eser; bilinçaltının sessiz çığlıklarını, toplumsal rollerin birey üzerindeki baskısını ve ruhsal dönüşümü izleyiciyle buluşturuyor. Farklı teknikler ve disiplinlerin bir araya geldiği bu özel sergi, sanat aracılığıyla içsel keşfin kapılarını aralıyor.

“İçsel Yansımalar”8 Mayıs 2025’e kadar Ekavart Gallery’de sanatseverlerle buluşmaya devam edecek.



Yasemin Vardarlılar’ın Büyüleyici Seramik Evreni “Başka Neler Mümkün?”

Sergide yer alan dikkat çeken isimlerinden ressam ve seramik sanatçısı Yasemin Vardarlılar.

Eserlerinde izleyiciyi gerçeklikten koparıp hayali bir yolculuğa çıkarıyor.

Gerçekliğin dışına çıkaran “Bu fiziksel yaşamın ötesinde başka hangi sihirler var?”

“Başka neler var?” gibi soruların peşinde koşan Vardarlılar, son serisinde beden ve ruhun uyumunu sorguluyor.

“Ya bedeniniz ruhunuzla birlikte genişleyebilseydi?” sorusunu yönelten sanatçı, çalışmalarında insan bedeninin ve kimliğinin metamorfozunu şiirsel bir dille yansıtıyor. Eserlerindeki çok katmanlı yapı, ruh ve bedenin farklı evrenlerdeki dansını gözler önüne seriyor.

EKAV,  Sanatın İyileştirici Gücüne İnanan Bir Çatı

Adı sanata, eğitime ve toplumsal duyarlılığa adanmış bir yaşamla özdeşleşen İnci Aksoy, EKAV’ı 1991 yılında sadece bir vakıf olarak değil, geleceğin sanatçılarına umut veren bir vizyon merkezi olarak kurdu.

Sanatı herkes için erişilebilir kılma hedefiyle yola çıkan Aksoy, bu süreçte sadece Türkiye’de değil, uluslararası arenada da büyük saygı kazandı.

İnci Aksoy’un liderliğinde EKAV, sanatla büyümek, gelişmek ve iyileşmek isteyen herkes için bir yuva oldu. Onun vizyonu ve emeği sayesinde, "Sanat Geliştirir, Sanat İyileştirir, Sanat Birleştirir" mottosu sadece bir söz değil, EKAV’ın hayata geçirdiği her projede hissedilen bir gerçeğe dönüştü.

Sanatı toplumla buluşturma misyonuyla hareket ediyor. Bağış makbuzu ile çalışan vakıf, düzenlediği etkinliklerden elde ettiği gelirleri genç sanatçıların eğitimine aktarıyor.

Ekavart Gallery, her geçen gün büyüyen programıyla, Türkiye’nin kültür sanat hayatına yön veriyor.

“Sanat, sınırları olmayan bir dildir. EKAV ise bu dilin en güçlü temsilcilerinden biri.”

Süzer Plaza’da Ritz Carlton Oteli altında bulunan Ekavart Gallery, kar amacı gütmeyen bir sanat merkezi olarak, genç yeteneklere burs desteği sağlıyor ve sanatseverlere unutulmaz sergiler sunuyor.

Galerinin yalnızca bir sergi mekânı değil, aynı zamanda bir kültür platformu olarak büyümesi, EKAV’ın sanata olan tutkusunun ve vizyoner duruşunun en büyük kanıtı.

“İçsel Yansımalar” sergisi, 8 Mayıs 2025’e kadar sanatseverleri Ekavart Gallery’de bekliyor.

yilmazparlar@yahoo.com.

Azarnegari Art House-Yılmaz Parlar

New Page 1 FOTO MAGAZİN
 


 
 
 

 Azarnegari Art House

Azarnegari Sanatı Yeni Bir Çağa Kapı Açtı, 

Sanatın Gücünü Keşfedin

Ahad Saadi’nin Büyüleyici Sanat Yolculuğu,

Sanat dünyasının efsanevi ismi Ahad Saadi’nin yarattığı Azarnegari sanatı, şaşırtıcı bir şölenle İstanbul Maçka’da sanata boyut kazandırarak, yeni bir döneme damga vurdu.

Ahad Saadi tarafından kurulan “Azarnegari Art House”, 14 Aralık 2024 Cumartesi günü, Parisa Karamnezhad, Javad Süleymanpur, Mehmet Najafzadeh ve Gökçe Akay gibi sanatçıların etkileyici eserleriyle kapılarını açtı.



Yalnızca bir açılış değil, aynı zamanda sanatın ve sanatçının toplum üzerindeki etkisini vurgulayan anlamlı bir buluşma oldu.

Bu özel sergi, sanatçının yenilikçi yaklaşımını ve Azarnegari'nin büyüleyici estetiğini, sanatseverleri bir araya getirerek muhteşem bir deneyim sundu. Sanatseverler, gün boyu devam eden bu eşsiz atmosferde, sanatın insanının gücü üzerindeki gücü bir kez daha deneyimlediler



Sanat merkezi Sanat Evinin açılışına, Başta Cem Yıldırımer’in Başkanlığını yaptığı Tek Hedefimiz Eğitim Derneği olmak üzere, sanat eğitim dernekleri, üniversite temsilcileri, değerli akademisyenler, ünlü sanat koleksiyonerleri, alanında yetkin başarılı sanatçılar ve sanat sever elit bir topluluk katıldı.

Modern sanat anlayışına öncülük eden bir buluşma noktalarından biri oldu. Ahad Saadi’nin, ateşle sanata anlam katan Azarnegari teknikleri, sanatı yeni bir boyuta taşıyarak estetik algıyı tamamen yeniden tanımladı.



Konukların samimi sohbetleri ve eserler üzerine yaptıkları derinlemesine tartışmalarla renklendi. Sanatın evrensel bir dil olduğunu bir kez daha hissettiren bu etkinlik, sanatın sadece bireyler için değil, toplumlar için de ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi.

Ahad Saadi’nin çocukluk yıllarından beri ateşle yanan bir tutku olarak geliştirip dünya çapında bir fenomene dönüşen Azarnegari, sanatseverleri şaşkın, hayran ve düşünceye dalmış bir halde bırakıyor. Kumaşların ışıkla dansı, izleyiciye her bir eserin kendi hikayesini fısıldamasına olanak tanıyor. Kumaşın üzerindeki ışık oyunları ve renklerin ahengi, sanatçının derin felsefi düşüncelerinin bir yansıması olarak hayat buluyor.



Sanat dünyasında yeni bir deha olarak kabul edilen Ahad Saadi, Azarnegari sanatıyla evrensel değerlere ışık tutuyor. Onun çalışmaları, estetik ve güzelliği kutsayarak olumlu düşüncenin gücünü öne çıkarıyor. Saadi’nin eserlerinde çiçeklerin canlılığı, doğanın büyüleyici estetiği ve ışıkla uyumlu bir dönüşüm öne çıkarken, izleyiciler bu eserlerde kendi iç dünyalarına derin bir yolculuk yapma fırsatı buluyor.

Saadi’nin özünde bulunan sevgi, şefkat ve naziklik değerleri, onun Azarnegari ile sanatı evrensel bir dile dönüştürmesini sağlıyor. Modern çağın kaosunda bir huzur adası yaratan sanatçı, eserlerinde bu bütünleşmeyi başarıyla sergiliyor. Tebriz’de doğan Saadi, kültürel zenginlikten beslenen bu sanatsal yaklaşımıyla sadece kendi köklerinden değil, aynı zamanda tüm insanlığın ortak değerlerinden ilham alıyor.



“Azarnegari Art House” sergisi, Ahad Saadi’nin benzersiz sanat anlayışının bir başka boyutunu ortaya koyarken, sanatseverleri unutulmaz bir yolculuğa davet ediyor. Modern sanatın büyük ustalarından biri olan Saadi, eserleriyle hem bugünü hem de geleceği etkiliyor. Onun yarattığı bu sanat evreni, sürekli bir yenilik ve ilham kaynağı olarak, tüm insanlığı daha iyi bir geleceğe davet ediyor.

Ahad Sadi’nin öncülüğünde yükselen bu mekân, sanatın ve sanatçının geleceğine ışık tutma misyonunu sürdürüyor.

Sanat Evi'nin Göz kamaştıran sanat eserlerinin sergilendiği bu özel sergisi, sanatın birliği ve beraberliğin simgesi olma misyonunu bir kez daha gözler önüne serdi. Her sanatçının kendine özgü tarzını ve bakış açısını yansıtmakla kalmayıp, ziyaretçilere derin düşüncelere dalma fırsatı sundu.

 

yilmazparlar@yahoo.com


Ekavart Galeri'de Benim Sessiz Sitemim-Yılmaz Parlar

New Page 1 FOTO MAGAZİN
 


 
 
 

  Ekavart Galeri'de Benim Sessiz Sitemim

Sanat dünyasına getirdiği yenilikçi bakış açısı ve cesur adımlarıyla tanınan bir isim olarak öne çıkan, Türkiye'nin ilk online sanat televizyonunu olan EKAV Vakfı’nın ve Ekavart Gallery’nin kurucusu İnci Aksoy, Galerinin kuruluşundan bu yana, genç yeteneklere destek vererek onların daha geniş kitlelere ulaşmalarını sağlamasıyla da takdir topluyor.



Sanat dünyasında adından sıkça söz ettiren bir isim olarak Sanatın gücüne inanarak, her zaman cesur ve yenilikçi sergilere yer veren Aksoy’un Ekavart Galeri'si sanatcı Aşkım Akyıldız’ın "Benim Sessiz Sitemim (Sitem Lal) " adlı şiir kitabının adını taşıyan  kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor.



"Benim Sessiz Sitemim" adlı sergisinde sanatçı Aşkim Akyıldız, eserlerini farklı bir boyuta taşıyor.

Eserlerinde figürler yağmur altında sürüklenir, fırtınaya kapılır ya da kedi ve köpeklerin koynuna sığınır.

Akyıldız, deniz ve orman kenarlarındaki köylerde elde edilen sanatında boyanın sıra yanı iğne ipliği ve kumaşı da kullanılıyor.



 Sergi, yeni eserlerden oluşuyor ve sitemleri sessiz kalan herkese ithaf ediliyor.

"Benim Sessiz Sitemim" sergi 25 Mayıs 2024 tarihine kadar Ekavart Galeri'de ziyaret edilebilir.

Sanat, insanlığın duygularını ifade etme ve dünyayı anlama yolculuğunda önemli bir araçtır. Yerel sanatçıların eserleri, kültürü yansıtırken topluma ilham verir ve bir toplumun kimliğini şekillendirir.



Bu önemli rolü göz önünde bulunduran Ekavart Galeri yerel sanatçılara destek vermek için önemli adımlar atıyor.

Ekavart Galeri, sanatı topluma tanıtarak ve sanatçılara platform sağlayarak yerel sanatın gelişimine büyük bir katkıda bulunuyor. Yerel sanatçıların eserlerini sergileyerek onların tanınırlığını artırırken aynı zamanda onlara satış ve sergileme fırsatları sunuyor.



Sanatın toplumsal yaşamda önemli bir rol oynadığını bilinciyle, yerel sanatçıları destekleyen Ekavart Galeri sadece onların kariyerlerine katkıda bulunmakla kalmıyor, aynı zamanda yerel kültürün ve sanatın yaşatılmasına da yardımcı oluyor.

Ekavart Galeri yerel sanatçılara sunduğu destek, sanatın yaşamın her alanında önemli bir rol oynadığını gösteriyor ve toplumun sanatıyla daha da zenginleştiği bir geleceğe işaret ediyor.

yilmazparlar@yahoo.com

Sur Sandhya-Yılmaz Parlar

New Page 1 FOTO MAGAZİN
 


 
 
 

   Sur Sandhya

İstanbul Hindistan Başkonsolosluğu, Hindistan'ın sömürge yönetiminden bağımsızlığın 75. yılı kutlamaları kapsamında, Sarıyer Belediyesinin ev sahipliğinde, Boğaziçi Kültür merkezinde  Sur Sandhya müzik etkinliği,düzenledi.



Sahaja Yoga Müzik ve Dans Gurubu,Namaste müzik gurubunun performasıyla gerçekleşen geceye İstanbul Hindistan Başkonsolos Sudhi Choudhary, Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Çoşkun, DEİK Hindistan Türkiye iş konseyi Başkanı Hülya Gedik başda olmak üzere Siyaset, iş Dünyasının önemli isimleri STK Başkanları ve elit davetliler katıldılar.



Hindistan Başkonsolos Sudhi Choudhary, Sarıyer Belediye Başkanı Hüseyin Çoşkun açılış konuşmaları yaptılar.

Eski gelenekleri onurlandıran  en üste sembolik horoz bulunan pirinç lambader mumların yakılmasıyla etkinlik başladı.



Lambaderdeki mumlardan çıkan titrek parlaklık bilgelik, umut ve yeni başlangıçları simgeliyor.

Yağ lambası Hindistan  kültürünün ve yaşamının kalbine ve ruhuna çağlar boyunca ışıltısını dokunan 



fiziksel ve ruhsal bir ışık kaynağı olan ülkede inanç, umut ve refah için bir kandil yakma geleneği nesiller boyu devam ediyor.

Protokol mum yakımı sonrası, Hindistan Başkonsolos Sudhi Choudhary yaptığı konuşmasında öncelikle Sarıyer Belediyesine teşekkürlerini sundu.





Özetle Başkonsolos Sudhi Choudhary,“Hindistan'ın sömürge yönetiminden 75 yıllık bağımsızlığının bu önemli vesilesiyle tüm Hintlilere ve Hindistan'ın dostlarına sıcak dileklerimi sunarken kalbim gurur ve onurla çarpıyor. 

15 Ağustos, Hindistan'da ve yurtdışında yaşayan 1,43 milyar Hintli için özel bir yer buluyor. Bu vatanseverlik çoşkusu kendini anavatana tekrar adamayla ilgili. 

Bağımsızlık Günü, Hindistan'a 2 yüzyıllık sömürge yönetiminden özgürlüğü hediye etmek için mücadele edenlere şükran ve saygılarımızı sunma zamanıdır. Aynı zamanda, bize hayalimizi  gerçekleştirmeyi, demokrasi, adalet, özgürlük, eşitlik ve beraberlik ideallerini temel alırken ilerleme ve refah yolunda hareket etme hayalimizi gerçekleştirmeyi öğreten büyük liderleri ve ön görüşlü kişileri anma zamanıdır.”şeklinde duygularını dile getirdi.

Başkonsolos Choudhary, konsoloslukda etkinlik sabahı Hindistan’ın Milli Bayrağı, üç renk tirangayı açtıkları esnasında, yağan Sağanak yağmurun Azadi Ka Amrit Mahotsav'ın ruhuyla dolu oldukları için keyiflerini kaçıramadığını söyledi. 

Başkonsolos Choudhary “Burada bulunan birçoğunuz, gelişen Hindistan'ın ve halkının tarihinin, kültürünün ve başarılarının Mart'ta 2021 başlayan 2023 Ağustos'a kadar 75 hafta sürecek 75.yıl kutlaması Azadi Ka Amrit Mahotsav' ı bilebilirsiniz.



75 hafta boyunca devam edecek olan birçok muhteşem etkinlik düzenliyor.. Pandeminin zorluklarına rağmen Hindistan'ı kutlamak için katılan Tüm bu arkadaşlara ve ortaklara minnettarım” dedi.



Diğer etkinlikler ise El Dokuma Sergisi, İstanbul'daki ilk Hint Mango Festivali. Yoga, Har Ghar Tiranga hareketi.olduğu bilgileri paylaştı.

Konuşmalar sonrası Sahaja Yoga ve Namaste nefis müziklerden demet sundular. Sahaja Yoga Dans Grubu performansı konukları büyüledi.

Etkinlikde payı olan her sanatcıya plaket verilmesiyle gece son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com



VONA Neden Mükemmeldi-Yılmaz Parlar

New Page 1 FOTO MAGAZİN
 


 
 
 

  VONA Neden Mükemmeldi

Genç ve kendini sörf belgesel yapımına adamış biriysen, genellikle başarıyı bulursun… 



Gerçekten en ağır dalgalarından bazılarının içine dalmak cesaret gerektiğini gösteriyor ancak sporun yapılması kışkırtıcılığınıda beraber getiriyor. 



Film, anlatısıyla, dışarıdaki her sörfçü ile rezonansa girecek. Çekilen belgesel film, büyük nostaljik özelliğe hayat veriyor.



Yapımcı Deniz Toprak tarafından gerçekleştirilen Yönetmenliğini Clint Davis'in yaptığı VONA Belgeseli’nin gösterimi, tarihi Bomonti bira fabrikasının yerleşim alanındaki,  Bomonti Ada açık hava sinemasında gerçekleştirildi.



Ekonomi gazeteci yazarı ve YAPDER  Başkanı Celal Toprak’ın oğlu Deniz Toprak’ın galası çok yoğun ilgi gördü. Başkanı Celal Toprak’ın seçkin elit konukları zevkle belgeseli izlediler.



Deniz Toprak film yapması için geçen öyküyü tüm samimiyetiyle, inanılmaz derecede ham ve dürüst bir şekilde hikayenin en başından başlayarak, en eksiksiz sörf belgesel hayalini gerçekleştirmesine kadar evrimini, yıllarca yarışma formalarını giyen dünyaca ünlü sörf şampiyonunu Kepa Acero’nu belgesel filme nasıl monte etdiğini anlatdı.



Yaratdığı sıcak atmosferde sempati kazandı. Belgesel film her yönden takdir duygularını ortaya çıkardı.     

VONA Belgesel film, şüphesiz her sörf hayranının izlemesi gereken  kapsamlı öyküsü olacak. 

Deniz Toprak çok büyük  övgüyü hak etdi. 

Devasa bir tahta parçası üzerinde dev dalgalarla mücadele ederken, sörf yapanın bakış açısıyla doyumsuz sörf sahnelerini izlemek zevkdi.



Belgesel film her şeyi kapsıyor. Elbette, hikaye anlatımı harika ama aradığınız bu değil. Eşsiz sörf aksiyonu arıyorsunuz ve elde edeceğiniz şey tam olarak bu. 

Sörf belgeseli sörf yapanların ve yapmak isteyenlerin hayatlarına bir pencere açacağı gibi Ordu ilimize yeni bir turizm alternatifi sunuyor.

Yönetmen ilgi çekici bir hikayeyle kıyılarımızdan güzel sinematografiyi mükemmel bir şekilde işlerken, sörf destinasyonu geleceğine ışık yaktı. 



VONA adına gelince;  VONA adı ile anılan Perşembe İlçesinin M.Ö. VIII.yy’da Yunan kolonistleri tarafından kurulduğu tarihi kayıtlardan anlaşılmaktadır. Perşembe İlçesi Ordu'nun 13 km.batısında kurulmuş olan bu kasaba, önceleri köy iken, sonraları bucak ve 1945 yılında da Perşembe adı ile ilçe haline getirilmiştir. 

yilmazparlar@yahoo.com

Bollywood İstanbul’da-Yılmaz Parlar

New Page 1 FOTO MAGAZİN
 


 
 
 

   Bollywood, İstanbul’da

1970'lerde popüler olan, en büyük eğlence endüstrisi olarak uzun süredir Hint toplumunu ve kültürünü etkileyen, yıllık yapılan film sayısı ve seyirci katılımı açısından Hollywood'u geride bırakan, ülkenin en güçlü ve karlı endüstrilerinden biri olan Bollywood’un en ünlü başarılı, yapımcı, yönetmenlerinden Prem Raj Soni ve ünlü oyuncu besteci pop sanatcısı Tanya Singh, en ünlü sinema ve dizi film oyuncumuzla Türk-Hint ortak yapım için İstanbul’da projelere başlıyorlar. 



Premraj Pictures, T World ile birlikte Asya'nın en büyük müzik şirketi T-Series için ortak yapım projeleri start aldı. 

Lazzoni Hotelde lansmanın Galasını gerçekleştiren Hint ve Türk ortak film yapımcılara Mumbai'den gelen Dünyaca ünlü Hintli yazar Ann D'Silva, senaryolarıyla ivme kazandıracak. Film kaderi sayılan senaryo böylesine yetenekli yazar tarafından da ele alınması son derece yüksek değerli filmlere imza atılacağı muhakkak.

Dünya'nın en çok film üreten ülkesi olan Hindistan'da filmlerin neredeyse dörtte biri Bollywood'da üretilmekte olduğundan çok tecrübeye sahip olan ekip Türk televizyon dizilerine yeni bir soluk getirecek. Pek çok ülkede diziler elde etdiği pazarla Sinema ekonomimize çok katkı sağlıyacak.

Müzikal, dans, düğün ve moda trendlerinin çoğu Bollywood'dan ilham alıyor. Aynı paralellikde yeni trendler bu ortak projelerden ilham alacak.

Genelde Bollywood’da her filmin odak noktası olan dans sahneleri şarkılar filmlerimize duyguları taşıyarak, vent yapmamızı sağlayan, bizi eğlendiren değişik bir yapı getirecek.  



Bollywood filmleri şarkı ve dans dizileriyle tanınır Hint sineması Hollywood'dan ayrı olarak gelişti ve kendi özelliklerini koruyor.  Bollywood'un kendine has estetiğinin en çarpıcı örneklerinden biri filmlerin şarkı ve dans kullanımıdır. 

Müzik hala kalbimize ve zihnimize sıkı sıkıya bağlı, bu yüzden Hint sineması daha derin bir etki için onu kullanmayı çok iyi biliyor.



Bollywood ve Hollywood karşılaştırıldığında


Bollywood filmlerinde sonsuza kadar bizimle kalan, son derece duygusal diyaloglar mevcuttur.



Bollywood filmleri daha çekici ve aile ile birlikte izlenmesi tercih edilir.


Bollywood, daha basit bir yaklaşımı tercih eden Hollywood filmlerinden daha yüksek bir duygusal bölüme sahiptir.


Bollywood filmleri bize duygulu şarkılar sunar, filmlerde dans eder, Hollywood'da ise neredeyse hiç yoktur. Bollywood'un daha geniş bir izleyici kitlesi var, herkes için bir şeyler var, Hollywood'un izleyici kitlesi ise nispeten nişdir


Bollywood filmlerinde basit hikayeler, harika karakterler ve son derece ilişkilendirilebilir konular, Hollywood ise daha çok filmin teknik yönlerine ve kurgusuna odaklanır.


Küresel ve yerel olarak birbirine bağlanan kültürel kaynaşma, Bollywood filmlerine herhangi bir Hollywood filminden daha güzel bir şekilde yerleştirilmiştir.


yilmazparlar@yahoo.com


Türkiye Picasso’su ile tanınan İsmet xBilen 74.Sergisi-Yılmaz Parlar

New Page 1 FOTO MAGAZİN
 


 
 
 

  


Picasso Ölmedi El verdi


Türkiye Picasso’su ile tanınan İsmet xBilen neden harika bir sanatçı? 

İyi soru… Yetenekli sanatçının özelliği, sadece çevredeki dünyayı algılamaya değil, aynı zamanda onu bir şekilde etkilemeye, neşe, üzüntü, keder, mutluluk veya ilham deneyimleme eğilimindedir 


İsmet xBilen’in eserlerinde renkler her yerde tuvali kuşatıyor. Ancak rengin algıyı manipüle etmek için görünmez bir araç olduğu değil, doğru ruh halini aktarma için, kombinasyonunu kullanarak uyum sağlayan, kompozisyon çizimi aktarmak için.


Tuval üzerinde uyumlu ve doğru renkler topluluğu, resmin temel başarısıdır. 


Tuval üzerinde uyumlu ve doğru renkler topluluğu, resmin temel başarısıdır. Doğadaki ve resimdeki renk, bir ve aynı doğal olgudur. İsmet XBilen’in doğadaki renkle ilişkisi ile bir resimdeki renkle ilişkisi arasında derin bir fark var. 


Gelelim, Pablo Picasso ve Türkiye Picasso’su İsmet xBilen’in Benzerliklerine; Çalışmalarının farklı dönemlerine ait eserlerinin, çeşitli yorumlarla, kendi adıyla imzalı eserleri karşılaştırma yapabilirsiniz. 


 Her ikiside en geleneksel akademik sanat eğitimini aldılar. 



Her ikiside nasıl çizileceği biliyor. Çalışmalarını çok başarılı bir şekilde aktarıyorlar. Her ikiside kalem tutmayı öğrendiği andan Picasso ölümüne kadar resim yaptı. İsmetxBilen şu ana kadar. Her ikiside en geleneksel akademik sanat eğitimini aldılar. Aldıkları eğitimle, mevcut olan tüm tekniklerde ustalaştılar - Gravürden heykele. Ve geleneksel olmayan çalışmalara kadar.


Her ikiside alışılmış yöntemleri yıktılar, kelimenin tam anlamıyla onları tuğla tuğla parçalara ayırdılar. Ancak, her zaman var olan birçok isyancının aksine, yıkım uğruna değil, alınan yapı malzemelerinden yeni bir şey inşa etmek için yok ettiler. Biçimi yok ederek yaratırlar, imgeleri taklit edilemez, yarattıkları dünya benzersizdir.

 Evrensel bir algı organı olarak, beş duyu üzerinde üst yapı görevi görmektedir. 




Kronolojik olarak bakıldığında, her ikisini eserleri, ampirik nesnelerden sapma ve herhangi bir dış deneyime karşılık gelmeyen ve bilincin arkasında bulunan iç dünyadan gelen bu öğelerin sayısını artırma yönünde artan bir eğilim göstermektedir. Evrensel bir algı organı olarak, beş duyu üzerinde üst yapı görevi görmektedir. 

İsmet XBilen ayrıca graffiti sanatcısı, Duvar resimleri 10 Bin metrekareden fazla..

İsmet XBilen 74. Kişisel sergisini İstanbul’un yeni gözde turistik bölgesi Galataport Tophane Acanthus Sanat Merkezinde açtı. Tüm Akademisyen, sanatcı, siyasi, iş Dünyasının sanatseverleri ve elit davetliler açılışda hazır bulundular.


Barok döneminin bir Alman bestecisi ve müzisyeni olan Johann Sebastian Bach.



İsmet xBilen, “Bu resmimin ana teması İstanbul ve Joann  Sebastian Bach; neden böyle!; Doğunun Bach'ı aslında Dede Efendi’dir; Batının müzik dahisi ve en büyüğüde Bach'tır...” şeklinde temasını ifade ediyor. 



Gerçekdende bir tarafda ; Eserlerinde Avrupa müzik sanatının geleneklerini ve en önemli başarılarını toplayan ve birleştiren ve aynı zamanda tüm bunları virtüöz bir kontrpuan kullanımı ve ince bir mükemmellik duygusu ile zenginleştiren Barok döneminin bir Alman bestecisi ve müzisyeni olan Johann Sebastian Bach.


Diğer tarafda; Üslûp ve melodik yapı itibariyle çok farklı olan, Türk mûsikisi tarihinin önde gelen birkaç siması arasında yer alan bazı eserlerinde Batı müziği etkisinin arayışların görüldüğü, ifadeleriyle, geniş kitlelere yaymak amacıyla çeşitli formlarda da eserler bestelemiş Dede Efendi. 


Müzikal seslerden tümü renk olarak tuvalde resim dilidir. 






Sanatcı xBilen, müzikden ilham almış. Sanatsal resim araçlarının müzik sesleriyle analojisi de dille olan analoji kadar doğaldır. Gerçekliğin ses fenomenleri, Avrupa veya Doğu müziğinin ses stokunu oluşturan müzikal tonlardan ve enstrümantal renklerden de sonsuz derecede çeşitlidir. Doğanın tüm seslerinden, müziğin dilini oluşturan müzikal seslerden tümü renk olarak tuvalde resim dilidir. 


Renk, sanatçının tasvir ettiği bir gerçeklik olgusudur. Bir resimdeki renk, sanatsal bir araçtır, resim dilinin bir ögesidir. Renk sistemi, genel sanatsal görevlerden koparılarak kavranamaz. Resim dilinin bir temsil dili olarak yaratıldığını asla unutmamalıyız. Renk neyi ve nasıl tasvir ettiğine bağlı olarak birçok yeni nitelik kazanır. Soyut olarak alınan renkler, renk gövdesinin noktaları değil, renk sistemine giren ve uyum sağlayan resimsel dilin kelimeleridir. Temaya uygun kavramı kapsıyor sergi.


İsmet xBilen sergi eserlerinde Reçine, papatya yağı, kök boyaları, vs 40 değişik malzeme.kullandığını, sergi özünde matematik ve cebirsel düşüncelerinin evrenin sonlarını geçmeye çalışan düşüncelerini koyduğunu, Coronavirüs oluşmadan, coronavirüse doğru yalın kılınç hucum etdiği kompozisyonu örnekliyor.


İşte gerçek bir sanatçı.



Yaptığımız röportajda birde anekdot paylaşıyor. “Hiç tanımadığım Dünyanın bir numaralı hatta en büyüğü bir sanat editörü, hakkımda yaptığım resimleri bir yerde gördükten sonra şunları söylemiş; " İşte gerçek bir sanatçı. " bunu söyleyen Dünyanın bir numaralı müzesinin yani Newyork metropolitan müzesinin sanat editörü; direktörü Peter Kiristoff.”


İsmet xBilen’in sergisi, Tophane Mumhane caddesi Acanthus Sanat Merkezde 28 Şubata 2022 tarihine kadar izlenebilir.


yilmazparlar@yahoo.com